Konutlarda kira artışını yüzde 25 ile sınırlayan kanun maddesinin yürürlüğünün sona ermesini değerlendiren Eryılmaz, tüketicilerin konut kiralarken mağdur olmamaları için hak ve sorumluluklarını çok iyi bilmelerini ve dikkatli olmaları gerektiğini dile getirdi. Av. Hayri Eryılmaz, ev sahiplerinin dilediği rakamı kiracıya kabul ettirebileceği yanılgısını vurgulayarak, “Konutlarda kira artışını yüzde 25 ile sınırlayan kanun maddesinin yürürlüğünün sona ermesi, yeni dönemde ‘ev sahiplerinin dilediği rakamı kiracıya kabul ettireceği' algısını beraberinde getirdi. Yeni dönemde de aslında bir artış sınırı var. Bu da TÜİK tarafından her ay açıklanan (TÜFE) Tüketici fiyat endeksidir. Tüketicimiz sözleşmesini hangi ayda imzalamışsa TÜFE'deki on iki aylık değişim oranı ortalaması; kira artış oranıdır. Yasal olarak en az 5 yıldır evinde kirada oturan kiracıya karşı ev sahibinin kira tespit davası açma hakkı, 8 Haziran 2022'de yapılan düzenlemeden etkilenmedi ve ev sahipleri çok düşük buldukları kira fiyatını mahkeme aracılığıyla makulü tespit edilen rakamlara çıkarabildiler” dedi.

“Kiracı taahhütname vermek zorunda mı?”

Taahhütnamelerin icra edilebilir olmasının kiracıyı çaresiz bıraktığını belirten Hayrı Eryılmaz, “Ev sahiplerinin, tüketicilerimizden, ev kiralaması öncesi aldıkları tahliye taahhütnamesi kiracılarımızı zor durumda bırakıyor. Aslında bu konuda yasal bir zorunluluk yok. Ev sahibinin adeta bir garanti olarak aldığı bu taahhütnamelerin icra edilebilir olması da kiracılarımızı çaresiz bırakıyor. Bu nedenle şayet bir taahhütname verilecekse dahi, noter huzurunda ve kira sözleşmesinin imzalandığı tarihle aynı tarihte imzalamasına dikkat etmek gerekmektedir” diye konuştu.

“Kira sözleşmelerinizi alelade hazırlamayın”

Eryılmaz açıklamasına şu şekilde devam etti:

“Matbu olarak alınıp imzalanan kira sözleşmeleri genel birkaç hüküm içerse de tüketicilerimizin ihtiyacını karşılayan çoğu durum sözleşme maddelerinde yer almıyor. Bu da beraberinde bir takım hukuki uyuşmazlıkları getiriyor. Bu belirsizliğin ve yaşanan ihtilafın yaşanmamasının yolu, alanında uzman kişiler tarafından hazırlanan sözleşmeler ve danışmanlık hizmetlerinden geçiyor. Vatandaşlarımız, dinamik bir süreç olan kira ilişkilerinde huzurlu ve öngörülebilir bir süreç istiyor. Esasen kira uyuşmazlıkları için getirilen arabuluculuk şartı bu konuda epey bir yol kat etmemize yardımcı oldu. Ancak yetkili makamların yapacağı küçük birkaç düzenleme ile süreç daha sağlıklı bir hale getirilebilir. Örneğin adliye bünyelerinde oluşturulacak destek ofisleriyle, devletin gözetiminde kırılgan gruplara ve öğrencilere sözleşme, taahhüt, kıymetli evrak hazırlama desteği ve bilgi alma gibi hizmetler verilip, yargıya intikal edecek meselelerde daha hızlı yol kat edilebilir ve işlem güvenliği sağlanabilir.”